interference
interference
eng
de
es
it
it
tr
 
px px px
I
I
I
I
I
I
 

px

impressum
contact
archive
px

 

px

 

pxrouge FILM REVIEWS I DIRECTOR I NEJLA DEMIRCI, Yüzleşme / Confrontation I by DÜRDANE ABDAL for Tez-Koop-İş Kadın I 2020

Yüzleşme / Confrontation

Bir güçlenme hikâyesi

 

 

BY DÜRDANE ABDAL

"Yüzleşme / Confrontation" Nejla Demirci

koch

px
px

Bağışıklığın düşecek, iş hayatın aksayacak. Memen alınacak, saçın, kaşın dökülecek. Yüzleşme belgeseli, hiç hesapta yokken beliren bu sorunların, dayanışmayla aşılacağını aktarıyor. Kozadan çıkan kelebeklerin geçirdiği başkalaşım gibi, meme kanseri hastaları da bu mücadeleden çok daha güçlü kadınlar olarak çıkıyor.

Alabildiğine dingin, huzur veren bir doğa manzarasıyla açılıyor ekran. Görüntü bizi durgun bir nehir kıyısına davet ediyor. Sararan, kızaran sonbahar yapraklarının şiirsel havası, yere tutam tutam düşen saçlarla sarsılıyor. Saçlarını birlikte kestiren kadınların meme kanseriyle mücadelesini izliyoruz sonraki sahnelerde. Mücadelenin kadın dayanışmasına döüşmesine, koşulsuz sevgiyi büyütmesine tanık oluyoruz. Yüzleşme, bir güçlenme hikâyesi. Filmin yapımcısı ve yönetmeni Nejla Demirci, Yüzleşme ile meme kanserinin psikolojik yükünü anlatıyor. Hikâye, 44 yaşındaki meme kanseri hastası Ebru Semra Demirbaş'ın hikâyesiyle örülüyor. Tedavi sürecinde tanıştığı beş kadın (Emine, Filiz, Mukadder, Nuray, Nurcan) ve bir erkek hastanın (Sergun) yanı sıra Ebru'nun kız kardeşini ve arkadaşlarını da görüyoruz yan karakterlerde.

Ebru, yalnız yaşayan bir kadın. Annesi başka şehirde yaşıyor. Onun da meme kanseri geçirdiğini öğreniyoruz. 80 yaşındaki annesini üzmemek için ona durumunu anlatmamayı seçiyor Ebru ve buna karşın yalnızlık hissetmiyor. Kız kardeşi ve çok sağlam kadın arkadaşları var. Kadınlar arasındaki güçlü sevgi bağı, Ebru'yu ve diğer kadınları cömertçe sarıyor. Kan verirken ya da tedavi görürken eline, omzuna değen dost elleriyle güçleniyorlar. Kolay bir süreç değil meme kanseri tedavisi. Hastanın özel hayatı ve iş hayatı sekteye uğrayacak, bir süre çalışamayacak, eski zindeliği, gücü olmayacak büyük ihtimalle. Dahası, belki memesi alınacak, saçları, kaşları, kirpikleri dökülecek. Nejla Demirci, bu zor sürecin dayanışmayla aşılabileceğini sanatsal bir dille aktarıyor. 4 en iyi belgesel ödülü Yüzleşme'nin çekimlerine 2013 yılında başlayan Nejla Demirci, hasta, hasta yakını, onkolog ve psiko-onkolog doktor, yaklaşık 400 kişiyle görüşerek oldukça titiz bir çalışma yürütmüş. 2017'de TRT Belgesel Ödülünü, 2018'de SeeFest Los Angeles Amerika En iyi belgesel ödülünü alan film, toplam 4 en iyi belgesel ödülü ve bir özel akademi ödülüne layık görüldü. Onkoloji uzmanlarının kontrolünde çekilen filmde, hastalık sürecini bütün ayrıntılarıyla görüyoruz. Hastaların kontrolleri, hastanedeki veya hastane dışındaki diyalogları, doğal akışı yansıtıyor.

marina abramovic

Ebru Semra Demirbaş

 

Nejla Demirci belgesel sürecinde iki tip kadınla karşılaşmış. İlki yaşamsal ihtiyaçlarını bile çözemeyeceğini hissedip ağlayanlar, ki bunun normal olduğunu vurguluyor Demirci. İkincisi de "Bu hayat benim, kendimi ne kadar motive edersem o kadar yaşayacağım" diyen kadınlar. Filmde iyi olacağına inanan ve yüzleşmeyi başarabilen kadınların süreçten güçlenerek çıktığına tanık oluyoruz. Ebru, doktorla konuşurken, "Şaşkın hissediyorum. Sanki başkasının hayatını izliyorum" sözleriyle, yüzleşme sancılarını yansıtıyor. Pek çok kadın gibi Ebru da, o zor yüzleşme kısmını, içindeki saklı gücü uyandırarak aşıyor. Uzayan tedavi sürecini de birbiriyle dayanışarak aşıyor kadınlar. Hatta bu süreci keyifli hale getiriyorlar. Birlikte yapılan dans terapi sahneleri, dişil gücün birleşip kadınları ruhsal ve bedensel olarak sağalttığını hissettiriyor izleyiciye. Ara ara üzüntü ve isyan görsek de filmin geneline umut ve yaşama sevinci hâkim. Özellikle neşeli sohbetler eşliğinde hep birlikte yemek yedikleri sahnede, dayanışmanın neşesini çok daha güçlü hissediyoruz.

 

Karakterlerimizden Nuray, 13 haftalık hamileyken öğreniyor kanser olduğunu. Bu süreçte en büyük destekçisi kocası oluyor ve bebeğin değil, kendisinin daha önemli olduğunu hissettiriyor. Nuray'ın korkuları ise karnındaki bebeğiyle bağ kurduğunda geçiyor. "Karnımdaki bebeğin, 'Anne ben buradayım, tek başına değilsin' dediğini hissettiğim anda bu hastalığı yenmeye karar verdim" diyen Nuray'ın artık yürümeye başlayan bebeği, hepimize yaşamın bir mucize olduğunu hatırlatıyor.

Filmin en renkli karakterlerinden Nurcan ise "erkeğe ait" bir meslek seçip kadına ait organından darbe alan bir futbolcu. Tek memeli olmaktan rahatsızlık duymayan, kendisini bu şekilde de seven Nurcan'ın dinamik, neşeli, pozitif enerjisi ve esprileri, grubun enerjisini de yükseltiyor. Meme kanseri erkeklerde de görülüyor Dünya genelinde 8 kadından birinde görülen meme kanserinin, binde 1 ihtimalle erkeklerde de görülebildiğini öğreniyoruz belgeselde. Filmdeki orta yaşın üzerindeki tek erkek hasta Sergun da iyimserliğini koruyan, güçlü bir karakter. Hep birlikte oldukları yemek sahnesindeki "Hastalık bana iyi geldi" sözleri, sıradan bir espri değil. "Düşünce sistemim değişti. Artık daha insancıl, dostçul ve iyimserim. Hayat şimdi daha hoş. Ben sizi bırakmam artık" sözlerini bütün kadınlar paylaşıyor: "Ben de bırakmam." Hayatı da bırakmıyorlar, birbirlerini de. Friedrich Nietzsche'nin o ünlü sözünü hatırlatıyor bize kadınların hikâyesi. "Seni öldürmeyen şey güçlendirir."

Yönetmen Nejla Demirci: "İşçilerle kurduğum bağı seviyorum."

Kadın sorununa duyarlı, politik bir yönetmen olan Nejla Demirci, işçilerle bağ kurmayı seviyor. Tez-Koop-İş Sendikası işçileriyle kurduğu bağı da önemseyen Demirci, bu bağdan beslendiğini dile getiriyor.

Nejla Demirci, kadın sorununa duyarlı, politik bir yönetmen. Meme kanserine de politik yaklaşan ve “kadın sorunu” olarak gören sanatçı, Yüzleşme belgeselinde hastalığın dayanışmayla aşılabileceği mesajını veriyor. Demirci’nin hayata bakışında dayanışma çok önemli ve dayanışmak istediği kesimler arasında işçiler de bulunuyor.

 

 

Grâce à Dieu Francois Ozon

Nejla Demirci

Tez-Koop-İş’i kendi sendikası gibi hisseden Demirci, bu duygu bağının sendikanın işçilerinden kaynaklandığının altını çiziyor ve “Bu, oradaki yöneticilerle bağ kurmadığım anlamına gelmiyor. Ama beni büyüleyen, işçilerle kurduğum bağ ve bu bağı seviyorum” sözleriyle aktarıyor düşüncelerini. Sendikamız da Nejla Demirci’yi ve sanatını önemsiyor

Bu yıl 8 Mart kapsamında, İstanbul, İzmir, Muğla ve Antalya'da, 2019 Ekim ayında da Samsun şubemizde Yüzleşme Belgeselini toplam 800'e yakın sendika üyesi izledi. Demirci ile bu gösterimlere ilişkin izlenimlerini konuştuk. Demirci, İstanbul'daki gösterimde kontrole gitmekten çekinen, utanan kadınlar gördüğünü dile getirdi ve "Bizimle korkularını, kendi hikâyelerini paylaşan kadınlar oldu. Bu korkuları dostça konuştuk" dedi. İzmir'deki gösterime filmin erkek karakteri Sergun Ağar'la birlikte katılan Demirci, burada filmi erkeklerin de seyretmesi düşüncesinin dile getirildiğini aktardı ve şunları söyledi: "Birçok kadın üye, bu filmi kocamla seyretmeliyim dedi. Filmi izleyen Tez-Koop-İş yöneticisi erkeklerin de bakış açısının değiştiğini gördüm. Erkeklerin izlemesini onlar da söyledi. Bence de izlemeli. Evet, biz 8 Mart kapsamında şubelerde bir kadın çalışması yaptık. Kadın mücadelesi de bunu söyler: Önce kendi içimizde birbirimize dokunmalı, deneyimlerimizi aktarmalı, kendimizi güçlendirmeliyiz. Ben de buna inanıyorum. Aynı zamanda ilerleme, kadın erkek birlikte olur." Hastalığı araştırırken geniş saha çalışmasıyla birlikte literatür taraması da yapan Demirci, hastalığın oluşmasında genetik faktörün sanıldığı kadar etkili olmadığını, ruhsal travmanın daha etkili olduğunu görmüş. "Araştırmalara göre, meme kanserine yakalanan kadınların 5 yıl önce derin ruhsal travma yaşadığı gözlenmiş. Bilim insanları buna ek olarak ekolojik yıkımların etkisini de vurguluyor" diyen Demirci, Covid-19 salgınının ekolojik anlamda değişim getireceğini ümit ediyor: "Covid-19 salgını, Yüzleşme'nin gösterimlerini de sekteye uğrattı ama bu süreç umuyorum ki insanın, özellikle sermayenin doğadan, yaşamdan yana tavır almasını sağlayacak ve büyük dönüşümlere yol açacak" diyor. Saçlarımı kazıtmak benim için de yüzleşme gibiydi Karakterlerin hastane içindeki ve dışındaki hayatını birebir aktaran filmin birçok sahnesi, bizde belgesel değil de kurmaca izlenimi uyandırıyor. Bu etkiyi, karakterleri çok iyi takip ederek sağlayan Demirci, "İyi bir belgeselci, karakterine kamerayı unutturabilmelidir. Mümkün olduğunca doğal çekebilmelidir. Ben artık onlardan biri oldum, birlikte duygu dolu anlar yaşadık" açıklamasını yapıyor. Mesela karakterlerin birlikte dans etmesi, Demirci'nin düşüncesi. Önce kendisi 10 seans dans terapisi almış, bedenine çok faydasını görmüş ve onlara da önermiş. Böylelikle doktorun önerdiği egzersizi, keyif ve dayanışmaya dönüştürmüşler. Nejla Demirci'nin film boyunca belki en anlamlı dayanışması, kadınlarla birlikte saçını kestirmesi. "Ebru'nun saçları ikinci kemoterapiden sonra dökülmeye başlayacaktı. Benim saçlarım çok uzundu ve karakterimin saçları dökülürken o saçlarla dolaşamazdım. Benim için de yüzleşme gibiydi saçlarımı kazıtmak." rouge

NEJLA DEMIRCI, "Yüzleşme / Confrontation" by DÜRDANE ABDAL for Tez-Koop-İş Kadın rouge 

 

px

px

 

SEEFEST LOS ANGELES 2018

info

Yüzlesme, Nejla Demirci, 2017

koch
link
film

Women with breast cancer experience physiological and psychological trauma during diagnosis, treatment and even after treatment as a survivor of breast cancer. With this first of its kind documentary film, "CONFRONTATION" we aim to alleviate the fear, anxiety and stigma that comes with this disease. Our film is a story of strength... Our characters show us the way to redefine life and meaning with their strength and stories. The stories in this film will make you realize that people with breast cancer are not alone and there are many reasons to have a future full of hope. Seductive, fearless, and outrageous, Marina Abramovic has been redefining what art is for nearly forty years. Using her own body as a vehicle, pushing herself beyond her physical and mental limits--and at times risking her life in the process--she creates performances that challenge, shock, and move us. Through her and with her, boundaries are crossed, consciousness expanded, and art as we know it is reborn. She is, quite simply, one of the most compelling artists of our time.

 

px
Home Festival Reviews Film Reviews Festival Pearls Short Reviews Interviews Portraits Essays Archives Impressum Contact
    Film Directors Festival Pearls Short Directors           Newsletter
    Film Original Titles Festival Pearl Short Film Original Titles           FaceBook
    Film English Titles Festival Pearl Short Film English Titles           Blog
                   
                   
Interference - 18, rue Budé - 75004 Paris - France - Tel : +33 (0) 1 40 46 92 25 - +33 (0) 6 84 40 84 38 -